FULYA GÜNDOĞDU
Yıllar önce finans sektöründe yöneticilik yaparken, aynı zamanda alerjik astımla mücadele ediyordum. Kokulara olan sevdam ise hiç azalmıyordu, ancak kullanamıyordum. Doğal kokuların gücüne olan inancım ise her zaman vardı.
Bir yaz tatilinde Fransa’nın Grasse köyünü ziyaret ettiğimde çok etkilendim. Aslında köyün hikayesi beni daha da etkilemişti. Tamamen deri üzerine çalışan halk, kötü kokuyu bastırmak için lavanta, güller, yasemin ve beyaz çiçeklerin kokusunu kullanıyorlardı ve bu kokuların sihrine inanıyorlardı.
Grasse köyünde parfüm atölyesine katılmıştım. Her gün büyük bir heyecanla kokularla buluştuğum bu atölyede bir koku uzmanı ile parfümler hakkında yaptığımız sohbette astım hastalığımdan bahsetmiştim. Sohbetimizin sonunda beni çalıştığı esans fabrikasına davet etti ve orada gerçek parfümlerle, kokularla ve içeriklerle tanıştım. Bu seyahatte deneyimlediklerimi aldığım eğitimlerle birleştirerek kurumsal markalar için çözümler üretmeye başladım. Yaptığım araştırmalarda kurumsal kokunun, bir markanın logosundan önce belirlendiğinde müşteriye veya kitleye daha etkili yansıdığını gördüm.
Fiolas’ın yolculuğu tam da burada başladı. Alerjenlere karşı korunmuş esanslardan markalara ve yaşam alanlarına özel koku tasarımları yapıyorum. İlk günden beri duyduğum kokuların büyülü dünyasına olan heyecanım, her geçen gün daha da artıyor.